Diğer bütün uzakdoğu sporlarında ve bu sporlardan türetilerek dünyanın farklı yerlerinde geliştirilen benzeri sporlarda müsabakalar vardır. Bir süre çalıştıktan sonra çalışmaların doğal devamı olarak müsabakalar yaparsınız. Yani çalışma yaptığınız arkadaşınızla karşı karşıya gelip birbirinize vurarak, birbirinizi yere çarparak vs şekilde birbirinize üstün gelmeye çalışırsınız. Aikido’da ise uke-tori mantığı ile antrenman yapılır ve sporcular sırayla yer değiştirerek çalışmalarına devam ederler. Bu haliyle Aikido şiddete eğilimi olmayan barışcıl insanların savunma sanatı olarak öne çıkmıştır. Bu özellik Aikido’nun en güçlü yanını oluşturmasının yanında aynı zamanda en zayıf yanını oluşturduğuna dair eleştiriler vardır. Bu eleştiriyi yapanların hareket noktası, torinin yaptığı tekniği ukenin uygun şekilde hareket ederek kabul etmesidir. Aksi taktirde özellikle seviye ilerledikçe bu şekilde hareket etmemesi sakatlanmasına neden olabilir. Örneğin Judo’da rakip düşmemeye çabalarken onu düşürmek için tekniğin tam olarak uygulanması gerekirken, Aikido’da ukenin uyumlu hareketi ve tekniği kabul etmesi nedeniyle belki de tori tekniği tam olarak uygulayamasa bile teknik yapılabilmiş görünür. Sorun eğitimi veren hocanın birikimi ve dikkati ile aşılabilmekte, sürekli ve doğru antrenmanla tamamen ortadan kalkmaktadır. Bu noktada doğru hocanın ve doğru şekilde yapılan antrenmanın önemi ortaya çıkar.